Halı dokuyucuları, halı dokumaya başlamadan önce, halı dokurken, halıyı dokuduktan sonra ve ilerleyen yaşlarında halı dokumaya ilişkin hammadde ve desenin temin edilmesi, tüccarla yaşanan problemler, ücret, sosyal güvence ve sağlıkla ilgili çeşitli sorunlar yaşamaktadır.
Dokumaya geçilmeden önce en önemli problem olarak hammadde sorunu ortaya çıkmaktadır. Bünyan'da halılar çoğunlukla tüccara ve az da olsa dokuyucuların kendilerine ve yardım amacıyla eşe dosta dokunmaktadır. Tüccara dokuyanlar büyük çoğunluğu teşkil etmektedir ki bu durumda hammadde temini konusunda sorun yaşanmamaktadır. Çünkü tüccar gerekli bütün malzemeleri dokuyucuya verir, iş bittikten sonra da geri alır. Tüccar, siparişe veya kendi isteğine göre hazırlanan çeşitli ölçülerdeki tezgâhı, ipleri, deseni ve diğer malzemeleri dokuyucunun halıyı dokuyacağı yere götürür; dokuyacak olan kişi de tüccarın belirlediği zaman dilimi içerisinde halıyı dokur.
Halı, kişinin kendisine dokunacaksa hammadde temini konusunda sorunlar ortaya çıkmaktadır. Başta tezgâh ve ipler olmak üzere gerekli hammadde ve teknik malzemeler hem ilçede kolay bulunmamakta hem de masraflı olmaktadır. Kirkit, makas gibi küçük aletler Bünyan'dan temin edilse de özellikle de kaliteli iplerin temini konusunda problemler yaşanmaktadır.
Hammadde dışında en büyük sorunlar tüccar ve dokuyucular arasında yaşanmaktadır. Halıcılar, işveren olmaları ve dokuyucular üzerinde baskı
kurmaları, onları sık sık kontrol etmeleri ve emeğin karşılığını vermemeleri sebebiyle dokuyucular arasında pek de sevilmezler; bu durum dokuyucuların halıcılar üzerine söyledikleri manilerle de dile gelir:
Halıcı geldi durdu
Kapıya tık tık vurdu
Orta gül yanlış olmuş
Gözlüğü taktı buldu (Tutçalı 2007)
Halıcılar gelir halıcı Elinde yan ağacı Eğer halı çözersen
Böğrüne girsin sancı (Karademir 2006)
Tezgâhları budaklı
Halıları dodaklı
Latif Ağa'yı sorarsan
O da eşek kulaklı (Seyhan, F. 2006)
Halı dokuyucuları tüccar tarafından sık sık hammaddeden çalmakla ve hile yapmakla suçlanmaktadır. Tüccar, halı dokuyucuya bunu açıkça ifade etmese de, dokuyucunun malzemeden çaldığını (az kullanıp daha çok kullanmış gibi göstermek), satıp haksız kazanç sağladığını düşünmekte; dokuyucular ise bunun zayiat olduğunu aşırı yorgunluk sonucu ipin yanlış yerden kesilmesinden kaynaklandığını belirtmektedir (Şenyüz 1996:56). Tüccarlar, iplikleri keserken iplerin boşa gitmemesi ve tasarruf sağlayabilmek amacıyla dokuyuculardan makas veya bıçak kullanmalarını isteseler de dokuyucular buna yanaşmamakta, ipleri elleriyle koparmaktadır. Böylelikle halıyı daha hızlı dokuyabilmektedirler.
Teknik konularla ilgili birtakım sorunların ortaya çıkması durumunda halı dokuyucuları tüccarların titizliğinden, önemsiz hataları abarttıklarından yakınırken öte yandan tüccarlar ise dokuyucuların dikkatsizlik, işe önem
vermeme ya da talimatları dinlememelerinden dolayı hata yaptıklarını iddia etmektedir (Şenyüz 1996:56). Halı dokurken ilmekte, renkte vs. yapılan hatalara halk arasında "abra" denilmektedir. Kızların dokuma işlemi sırasında desenin yanlış dokunması durumunda motif büyükse dokunan yer sökülür ve baştan yapılır; ama motif küçükse öyle kalır.
Bu konuda Bünyan halkının hem fikir olduğu bir nokta daha vardır ki geçmişte halı dokutanlar bu işlerin ehli kimselerdir ve kullanılacak renklerden motiflere, halının kalitesinden yapılan hatalara kadar her şeyden anlamaktayken günümüzde tüccarlar halıya dair çok fazla bilgiye sahip değildir.
Dokuyucuların karşısına çıkan problemlerin arasında emeklerinin karşılığı olan ücreti alamayışları ve herhangi bir sağlık sigortasının kendilerine yapılmayışı da gelmektedir. Bünyan'da bayanların çalışma olanağı kısıtlıdır ve yörede geçim sıkıntısı çekilmektedir. Bu sebeple kendilerine bağlı olunduğunu bilen tüccarlar, dokuyuculara emeklerinin karşılığını alabilecekleri ücreti vermemektedir.
Atölye sisteminin olmaması ve bayanların halıları kendi evlerinde dokumaları dolayısıyla denetim mekanizması da iyi çalışmamaktadır. Dolaysıyla tüccarlar çalışanlarına sigorta yapmamakta, dokuyucuların geleceklerini güvence altına almamaktadır.
Halıcılığın zor bir sanat olması sebebiyle halı dokuyucuları yaşları ilerlediğinde çeşitli sağlık sorunları yaşarlar. Devamlı oturduklarından boyunlarında, dizlerinde ve parmaklarında kireçlenmeler olur. Bel ağrıları sorunu yaşar ve ilerleyen yaşlarında kemik erimesi çekerler. Devamlı aynı noktaya ve yakın mesafeden bakmaları da gözlerinde bozulmalara yol açar. Halı kıllarını devamlı teneffüs ettiklerinden alerji olur ve devamlı hapşırırlar.
Halı dokurum halı
Bitmez gavurun malı
Şu halılar çıkalı
Kızların benzi sarı (Seyhan, G. 2007)
Halının ardı doldu
Kızların benzi soldu
Çıkmaz olsun şu halı
Gelinler verem oldu (Uçar 2006)
Halının ardı doldu Yüreğim gamla doldu Ne tükenmez halıymış Gelinler verem oldu (Uçar 2006)
İnce ucu kalın ucu
Yandı Ayşe'nin kuluncu
İki varangelen vurmuş
Yaşasın Fadime bacı (Alkan, F. 2007)
Halı dokuyan kızların şikâyetçi oldukları bir durum da emek vererek dokudukları halıların gelirlerini ailelerine ve özellikle de ailenin reisi kabul edilen babalarına vermek zorunda kalışları olmaktadır. Kızlar paraları babalarına verir. Babaları da kızlarına özel bir istekleri varsa şehirden getirir.
Halı dokurum artmaz Babamın borcu bitmez Babamın borcu bitse Bana bir altın etmez (Polat 2006)
Halı dokurum artmaz
Babamın borcu bitmez
Bir ilmeği çalmayınan
Sekiz yüz halı bitmez (Polat 2006)
Halım güzel parlıyor
Tezgâh beni sallıyor
Baba para deyince
Beni hep azarlıyor (Taşpınar 2007)
Halı dokurum bitmez
Beyaz atkısı yetmez
Beş senedir dokurum
Babam bir altın etmez (Şahin 2007)
Halı dokumak eğlenmek için güzel bir ortam olmasının yanında aynı zamanda oldukça da yorucu bir iştir. Para kazanmak uğruna bütün vakitlerini tezgâhın başında geçirirler. Kimi zaman dokumaktan sıkılır, sadece evleriyle, çocuklarıyla ilgilenmek isterler. Sitemlerini de maniler aracılığıyla dile getirirler:
Vur kirkiti inlesin Kalpler seni dinlesin Halının direğine
Koy başını serinlesin (Güneş 2006)
Vur tarağı inlesin Alem seni dinlesin Halının direzine
Koy başın serinlesin (Alkan,F. 2007)
Halı dibi beklerim Vay benim emeklerim İlmeği çala çala
Yoruldu bileklerim (Özen 2006)
Önümüzde işimiz Arkamızda aşımız Halı çıktı çıkalı
Akşam yunar başımız (Yalçınkaya 2006)
Enli kenar dar kenar
Dokusan işe yarar
Çıkmaz olaydın halı
Her işten geri koyar (Özen 2006)
Enli kenar bitmiyor Çividisi yetmiyor Halı çıktı çıkalı
Kızlar suya gitmiyor (Seyhan, Z 2006)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder