31 Ağustos 2011 Çarşamba

Halıda Atkı


Halının ilme sıraları arasına ve halının enine paralel olarak elle geçirilen, çözgü ile beraber halının zemin dokumasını oluşturan yün, pamuk veya ipek ipliğidir. Halk arasında argaç olarak da bilinmektedir.Yurdumuzda imal edilmekte olan halılarda, genellikle alt atkı ve üst atkı olmak üzere iki atkı kullanılmaktadır.

Alt Atkı (Kalın Atkı)

Halının ilme dokumasının bir sırası bittikten sonra, halının enine olmak üzere ve halının kalitesine göre tespit edilmiş atkı ipliği, varangelen ağacı aşağıda iken çözgünün arasından geçirilerek düz bir şekilde çekilir ve kirkitle sıkıştırılır.

29 Ağustos 2011 Pazartesi

Çözgü (Eriş, Arış)


Dokumacılıkta atkıların geçirildiği uzunlamasına ipler, arış (TDK 1998:504).

Halı tezgâhının alt ve üst leventleri arasına, halı boyunca yatay, zemine dik ve birbirlerine paralel olarak çaprazlama geçirilen yün, pamuk ve ipekten bükülerek imal edilmiş ipliklerdir. Yörede çözgü ipi olarak geçmişte yün kullanılıyor olmasına karşın günümüzde pamuk kullanılmaktadır.





Sert, kalın pamuklu ipliklerden oluşan çözgünün halının iyi dokunabilmesi için gergin olması gerekir. Çözgü, halının ebadına göre çözülür. Örneğin beş yüzlük halıya beş yüz ilmek, yedi yüzlük halıya yedi yüz ilmek çözülür.

27 Ağustos 2011 Cumartesi

Halı Bıçağı


Halıların iplerinin kesilmesi için kullanılan bir alettir. Gündelik yaşantıda kullanılan bıçaklardan boyut itibariyle farklıdır.

Atılan ilmekler kesilmediği takdirde, ilmekler dokuyucu kızların sol işaret parmaklarının ilk boğumunu inceltip kanatır. Bunu önlemek amacıyla her ilmekten sonra ipler bıçaklarla kesilmektedir.

25 Ağustos 2011 Perşembe

Çıkrık


Genellikle ipin sarıldığı bir mil ve bu mili çeviren bir kasnak ve kasnağı geçiren koldan ibarettir. Ahşap veya demirden yapılır. Halk arasında "çıkırık" olarak da bilinir. Anadolu'da 19. yüzyıla kadar çıkrık yoktur. Bu yıllarda Avrupalı ve Amerikalıların Anadolu'da halı dokutturmaya başlamasıyla birlikte Anadolu'da yaygınlaşmış, bir süre sonra gelenek halini almıştır. Çıkrığın şekli yörelere göre değişen bir çeşitlilik gösterir. Kayseri ve Bünyan civarında örümcek şekilli çıkrıklar yaygındır (Deniz 2000:63).
 Makas 
Halının dokunan bölümünde ilmeklerin gelişigüzel kesilmiş olan uçlarını düzeltmek amacıyla kullanılan özel yapılmış kırpma aletidir.
Günümüzde makas kullanılmamaktadır. Makas yerine "halı biçme makineleri" kullanılarak halının havlı bölümü aynı yükseklikte olacak şekilde daha düzgün olarak kesilmektedir.


23 Ağustos 2011 Salı

Kirmen


Halk arasında "kirman, eğirtmeç" adıyla da bilinir. Kirmenin ortasında 30-35 cm. uzunluğunda ahşaptan yapılmış bir çubuk yer alır. Çubuğun orta yerinde de kirmenin kendi ekseni etrafında dönmesini sağlayan dört kanat bulunur. Kanatlar aslında iki parça halindedir. Birbiri içine geçerek dört parçalıymış gibi görünürler. Kirmen hem kadınlar hem de erkekler tarafından eğrilir.



Yünleri koluna dolayan eğrici yünü kirmen çubuğu üzerindeki tırnağa (çentik) yerleştirir ve kolay sökülen bir düğüm atar. Ayakta dururken veya bir yerde otururken bir eliyle ipi havaya kaldırır, diğer eliyle kirmeni sağdan sola doğru çevirir. Kirmen havada dönerken eğiren kişi yünü incelterek bırakır. Havada kıvrılan ip kirmenin kanatları üzerine çapraz bir şekilde sarılır. Kirmenin kolları üzerinde yumak haline gelen ip, kanatlar, kirmenin eksenini meydana getiren çubuk üzerinden aşağıya indirilir. Kanatlar birbirinden ayrıldığında ip, yumak halinde alınır (Deniz 2000:70).

21 Ağustos 2011 Pazar

Kirkit


Dokumacılıkta atkı ipliğini sıkıştırmak için kullanılan, demirden veya ağaçtan yapılmış dişli araçtır (TDK 1998:1329).

Çok dişli bir alettir. Halıda atkı iplerini sıkılaştırmak için kullanılır. Halk arasında "tarak, ıstarın eli, ıstar tarağı" gibi isimlerle de anılır (Deniz 2000:70). Düğümün sık atılması halıların kalitesin, belirleyen özelliklerin başında gelir. Düğümün sık atılabilmesi için de kirkitin ağır olması ve kirkite kuvvetli vurulması gerekir.


19 Ağustos 2011 Cuma

HALI DOKUMADA KULLANILAN TEKNİK ALETLER

Tezgâh

Halı dokumak amacıyla yapılan çoğunluğu ahşap ve demirden oluşan özel düzenek.

El dokusu halıcılıkta; duruş şekline göre yatay ve dikey tezgâhlar kullanılmaktadır. Yatay tezgâhlar, yere paralel olarak kurulmakta ve dokuyucu tezgâhın üzerinde dizlerinin üzerine çömelerek halıyı dokumaktadır. Fakat bu tip tezgâhlar ülkemizde hemen hemen hiç kullanılmamaktadır. Ülkemizde üretilen halıların tamamına yakın kısmı dikey tezgâhlarda dokunmaktadır.




Yere dik olarak kurulan dikey tezgâhlar, dokunan halının tezgâh üzerinde yer değiştiriş şekline bağlı olmak üzere sarmalı tip (İsparta tipi) ve germeli tip (Hereke tipi) tezgâh adını almaktadır (Şenyüz 1996:57-58). Araştırma alanımızda kullanılan tezgâhların; kuruluşu, kullanımı, taşınması ve dokunan halının kontrolü bakımından çok kullanışlı olan "germeli tip tezgâh" olduğu saptanmıştır.


1.       Yan tahta (Ağacı)
2.       Üst Levent (Merdane)
3.       Orta Destek
4.       Orta Levent (Merdane)
5.       Dik Destek
6.       Gücü Ağacı
7.       Varan Gelen Ağacı
8.       Alt Gücü, Mastar
9.       Kama (Takoz)
10.   Vidalı Gergi Demiri
11.   Yumak (Yün İpi)
12.   Çözgü İpleri
13.   Dokunmuş Halı
14.   Levent Yuvası
15.   Oturma Tahtası
16.   Takoz (Oturak Takozu)

Dik tezgâhlar halk arasında ıstar olarak da bilinir. İki yan ağacı, alt ve üst leventler (bazılar), gücüleme çubuğu ve yatağı ile tezgâhın iskeletinden oluşur. İskeletin yapısını boydan boya çözgü ipi oluşturur.

Alt-üst ve iki yanlar olmak üzere dört adet dikdörtgenler prizması şeklinde ağaç şeridin uçlarından birbirlerinin geçirilmesiyle oluşturulan tezgâhların ortasında omurgayı temsil eden ve iki yan direkleri birleştiren bel ağacı ve tezgâhın alt şeridini eşit aralıklarla bel ağacına bağlayan dört - beş santim çapında iki demir çubuk vardır. Bel ağacının tam hizasında ve tezgâhın ön yüzünden yine yan direklere bağlanmış yuvarlak bir kücü ağacı vardır. Çözgü ön yüzde bu ağaca kücülenir.

Ülkemizde kullanılan germeli tip tezgâhlar şu şekilde hazırlanır: Tezgâh kurulduktan sonra yere yatay duruma getirilir. Çözgünün kolay çözülebilmesi için destekle yukarı kaldırılır. Alt tezgâhın 10 cm yukarısından tezgâha paralel olarak yan direklere bağlanan serbest bir mastar monte edilir. Çözgü sayısına göre alt ve üst leventlerin üzerine 10'ar cm'lik aralıklar çizilerek alt ve üst leventler eşit aralıklı bölümlere ayrılır. Amaç çözgünün bu aralara eşit bir şekilde paylaştırılmasıdır. Sert ve dayanıklı çözgü ipliği (direz) mastara bağlanır. Halı çözücü, büyük masuralara sarılmış bu ipliği alır, tezgâhın içine girer. Çözgünün ucu mastara bağlanır ve bağlanan yerden başlayarak tezgâhı arkalı önlü çözmeye başlar; mastara gelince bir sıra önden başlayıp arkaya doğru dolar ve diğer sıradan arkaya doğru başlayıp çözme yapar. Çözme işi bitince ön kücü, iki yan direklere çakılır. Çözgü bu kücüye bağlanır. Ön yüzdeki ilmeklerin bir tanesi çözgü ipiyle kücüye dâhil edilir. Kücünün ön tarafında özel bir düğüm oluşturulur. Böylece bir ilmek kücüye bağlanırken diğer bir ilmek de boşta kalır ve bir çift ilmek oluşturur. Bütün ilmikler bitinceye kadar bu işleme devam edilir. Böylelikle halı çözülmüş olur ve tezgâh yardımla yerden kaldırılıp duvara dayanır.

Ayağa kalkmış halının gergin hale gelmesi için alt tezgâhı ve bel ağacını birbirine bağlayan demir çubuklar halı anahtarı yardımıyla gerginleştirilir.


Böylelikle çözgü ipleri zamanla esnediği için halının yumuşak düşmesi engellenir.

Germeli tip tezgâhlar ahşap ve metal olmak üzere iki şekilde imal edilmektedir. Bu tezgâhların en önemli özelliği, alt ve üst leventlerin kendi etrafında dönmeyip, alt leventin aşağı yukarı doğru levent yuvasında hareket etmesidir. Ahşap germe tezgâhta alt leventin sabitleştirmesi, kama (takoz) ve vidalı gergi demiriyle, metal germe tezgâhta ise yan dikmelerde bulunan gerdirme tertibatıyla sağlanır.

Bir başka önemli özelliği ise; çözgünün çözgü aparatında değil tezgâh üzerinde çözülmesidir. Germe tezgâhta dokunan halı, alt levente sarılmaz. Tezgâh gevşetilerek dokunan kısım, alt levent üzerinde arkaya doğru kaydırılır; daha sonra sıkıştırılarak önceki gerginliğe getirilir.

Germeli tip tezgâhın tek kusurlu yönü ise istenilen ebatta (boyda) halı dokuma imkânı olmayışıdır.



17 Ağustos 2011 Çarşamba

BÜNYAN'IN HALI KAPASİTESİ


Türkiye'de halı tezgâhları dağınık olup köy evlerine kadar yayılmıştır. Hiçbir resmi makama tescili olmayan bu sanat evlerini takip etmek ve istatistiğini meydana getirmek zor bir iştir (Koton 1949:11).

Bünyan'da kaç tezgâhta halı dokunduğunu kesin rakamlara göre tespit etmek mümkün değildir. Bünyan halısı ilçe merkezinde dokunduğu gibi köylerde ve çevre ilçelerde de dokunmaktadır. Bünyan yöresinde halkın 5 bin dolayında büyüklü küçüklü tezgâhının olduğu ve bunlardan 3500 tanesinin ilçe merkezinde, 1500'e yakının da köylerde olduğu tahmin edilmektedir.

2.2.    BÖLGEYİ EL DOKUMA HALICILIĞA İTEN SEBEPLER

Bünyan halısı Kayseri'nin Bünyan'a komşu Pınarbaşı, Tomarza, Sarıoğlan, Gesi gibi diğer ilçelerinde de dokunmaktadır; fakat "Bünyan" ismi ön plana çıkmıştır.

Bünyan'ın belli başlı geçim kaynakları tarım ve hayvancılıktır. Coğrafi konumu itibariyle yörede yetiştirilen tarım ürünlerinin ekonomik değeri azdır. Bölgede, halkın sadece kendi ihtiyaçlarını giderebilen tarım ürünleri yetiştirilmektedir. Buğday, arpa ve çavdar başta olmak üzere çeşitli tahıl ürünleri ve bunun yanında küçük bağ ve bahçelerde kışın kullanılmak üzere domates, patates, soğan, fasulye gibi ürünler yetiştirilmektedir. Yetiştirilen bu ürünler ticari olarak kullanılmamakta ve yöre insanı tarafından kışın tüketilmektedir. Dolayısıyla tarım bir geçim kaynağı oluşturmamaktadır.

Tarım ürünlerinde olduğu gibi Bünyan'da yine yöre insanının sadece kendi ihtiyaçlarını giderebilecek düzeyde hayvancılık yapılmaktadır. Yöre, büyükbaş hayvancılığına da uygun olmasına karşın küçükbaş hayvan yetiştiriciliğine

ağırlık verilmiştir; çünkü küçükbaş hayvanlardan daha çok yararlanılmaktadır. Koyun, yörede en çok yetiştirilen küçükbaş hayvanların başında gelir.

Bünyan'da halıcılığın gelişmesi ekonomik temellidir. Bünyan'da tarım ve hayvancılığın gelir getirmemesi ve başka iş alanlarının da bulunmaması halkı farklı geçim kaynaklarına yöneltir; halıcılık ortaya çıkar. Üstelik yöre hammadde yönünden de oldukça zengindir.

Halının ham maddesini ipler ve ipleri boyamada kullanılan kök boyaların oluşturması sebebiyle yörede hammadde temininde sorun yaşanmamaktadır.

Koyunun yetiştirilmesi halının hammaddesi olan yünün bolca temin edilebilmesini sağlamaktadır. Halk, kırptıkları koyunların yapağılarını tamamen geleneksel yöntemlerden geçirerek "ip" haline getirmiş ve temel malzemeyi elde etmiştir.

Yöre kök boya yönünden de oldukça zengindir. Cehri, kök boya otu, sütleğen gibi bitkiler Bünyan'da yetişmektedir.

Halıcılığın gelişmesinin bir diğer nedeni de halı dokumanın yörenin geleneksel yapısına ters düşmemesidir. Bünyan muhafazakar bir yerleşim yeridir ve bayanların dışarıda çalışması pek hoş karşılanmaz. Bu sebeple bayanlar ya kendi evlerinde ya da komşu evlerde halı dokuyup evlerine maddi kazanç sağlarlar. Böylelikle halkın hem geleneksel yapıları korunmakta hem de gelir elde edilmektedir.


15 Ağustos 2011 Pazartesi

TURK HALI SANATININ TARİHİ GELİŞİMİ


Arkeologların kazılardan elde ettikleri halı kalıntılarından ve bu alanda araştırma yapan Oktay Aslanapa (1992), Bekir Deniz (2000), Şerare Yetkin (1974), Nalan Türkmen (1997), Besim Atalay (1967) gibi bilim adamlarının araştırmalarından, halıcılığın günümüze gelinceye kadar hangi tarihlerde, nerelerde, kimler tarafından ve ne şekilde dokunduğuna dair bilgi edinmekteyiz. Bu araştırmalardan elde edilen sonuçlara göre halıcılık eski tarihlerden bu yana boyamada, desende, düğüm tekniğinde ve ebatlarda değişimler göstererek günümüze kadar gelmiştir.

Doğa koşulları insanı her zaman farklı arayışlara itmiştir. Halının ilk kullanıldığı alan olarak 30 ile 45 derece kuzey enlemleri arasındaki bütün Asya gösterilmektedir. 30 derecenin güneyindeki iklim daha sıcak olduğu için hasır, 45 derecenin kuzeyinde ise iklim daha sert olduğundan hayvan postu