Hitit ve Frig Mitolojisi'nde de bahsedildiği gibi, volkan tanrılarının oluşturduğu, yağmur ve rüzgar tanrılarının yumuşak ve sihirli ellerinde biçimlendirdiği Kapadokya içerisinde Avanos, doğa ve tarihin en güzel bir şekilde bütünleştiği yerdir.
Yüzyıllardan beri insan toplulukları meyve toplamacılığı ve avcılık yaparak hayatlarını sürdürmüşler. Suya olan hayati bağımlılıklarından dolayı nehir kenarlarına yerleşme eğilimi göstermişlerdir. Bu bağlamda Kızılırmak çevresi İç Anadolu bölgesinde yerleşim yeri olarak hep rağbet görmüştür. Avanos Kapadokya'nın en eski yerleşim merkezlerinden birisidir.
Avanos'un bilinen tarihi, ilk Bronz Çağı'ndan itibaren başlar. Bu bilgiler Topaklı Höyük kazılarında ortaya çıkarılmıştır. İtalyan Arkeologların 1967 yılında başlattığı kazılarda bölgenin ilk Bronz Çağı'ndan Bizans Dönemine kadar yerleşim yeri olarak kullanıldığını gösteren 24 kat ortaya çıkartılmıştır. J.C Gadrin ve P. Garelli isimli arkeologlar 19. yy başları Asur Ticaret Yollarını inceleme çalışmalarında Avanos'un bu ticaret yolu üzerinde olduğunu tespit etmişlerdir. Kazılarda ortaya çıkan kil tabletlerden ilçenin o dönemindeki adının Venessa ve Waşhania olduğu saptanmıştır.
Avanos'un bilinen tarihi, ilk Bronz Çağı'ndan itibaren başlar. Bu bilgiler Topaklı Höyük kazılarında ortaya çıkarılmıştır. İtalyan Arkeologların 1967 yılında başlattığı kazılarda bölgenin ilk Bronz Çağı'ndan Bizans Dönemine kadar yerleşim yeri olarak kullanıldığını gösteren 24 kat ortaya çıkartılmıştır. J.C Gadrin ve P. Garelli isimli arkeologlar 19. yy başları Asur Ticaret Yollarını inceleme çalışmalarında Avanos'un bu ticaret yolu üzerinde olduğunu tespit etmişlerdir. Kazılarda ortaya çıkan kil tabletlerden ilçenin o dönemindeki adının Venessa ve Waşhania olduğu saptanmıştır.
N. Thierry çalışmalarına göre, Venessa Selçuklular döneminde Evranos olarak isimlendirilmiş, zamanla da Avanos'a dönüşmüştür. Osmanlı belgelerinde; Avanos " Enes", " Üvenez", " Evenez" olarak geçmektedir.6
Avanos'un çevresinde yer alan birçok tarihi kalıntı, buranın çok büyük bir dini merkez olduğunu göstermektedir. Anadolu Selçukluları zamanında da önemini korumuş ve İstanbul - Bağdat yolu üzerinde önemli bir yerleşim merkezi olarak kalmıştır.
Bölgede Hitit ve Frig hakimiyeti sürmüş, bunlardan sonra Kımmerlerin istilasına uğramıştır. MÖ. 700 yılı sonrasında da Lidya, Med, Pers İmparatorlukları egemenliği altına girmiştir.
Elde edilmiş ilk tarihi bilgilere göre, ' Venessa ' MÖ. 332 yılında Büyük İskender'in teğmeni Eumenes tarafından kurulmuştur.
MS. 17'lerde Kapadokya, Romalıların Asya'da ki vilayeti olarak kullanılmış ve Bizans Dönemi'nden itibaren de bölgeye ilk oyma freskli kiliseler inşa edilmeye başlanmıştır.
1202 yılında Selçuklu Hükümdarı Alaaddin Keykubat, İpek Yolu üzerinde ki güvenliği sağlamak ve ticaret kaynaklarını canlandırmak amacıyla çeşitli boylardan Türkmenleri ilçede iskan ederek yöreyi Türkleştirmiştir. Selçuklular tarafından yapılan Alaaddin Cami, çeşme, medrese, Alaaddin Mahallesi, Çavuşoğlu Sokağı o dönemden günümüze kalmıştır.
Beylikler Dönemi'nde Avanos ilk olarak Eretna Beyliği, daha sonra Karaman Beyliği Hükümranlığına geçmiş, 1391 tarihinde Yıldırım Beyazid tarafından Osmanlı topraklarına katılmıştır.7 1838'de Nevşehir'e, 1853'de de Ürgüp'e bağlı bir köy olan Avanos, 1867 yılında ilçe olmuştur.8
II. Abdülhamit zamanında sarayda Abdülhamit'in Başyaverliğini yapan Avanos'lu Kurena Arif Bey, 1900 yılında Taş Köprü'nün yapılmasına yardımcı olmuş, sayesinde Avanos gelişmesini sürdürmüştür.9 Cumhuriyetten sonra Kırşehir'e bağlanmış, 1954 yılına kadar bu ile bağlı ilçe olarak kalmıştır. 1954 yılında Nevşehir'in il olmasıyla Nevşehir'e bağlanmıştır.
Avanos büyüyüp gelişerek bugünkü halini almıştır. İlçede halıcılık, çanak çömlekçilik, bağcılık, şarapçılık, mermer ocakları ve mermer imalatı ile tuğla ve kiremit üreten toprak sanayi mevcuttur. Son yıllarda turizm ilçenin en önemli geçim kaynağı haline gelmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder