30 Ekim 2011 Pazar

Avanos'un Tarihi


Hitit ve Frig Mitolojisi'nde de bahsedildiği gibi, volkan tanrılarının oluşturduğu, yağmur ve rüzgar tanrılarının yumuşak ve sihirli ellerinde biçimlendirdiği Kapadokya içerisinde Avanos, doğa ve tarihin en güzel bir şekilde bütünleştiği yerdir.
Yüzyıllardan beri insan toplulukları meyve toplamacılığı ve avcılık yaparak hayatlarını sürdürmüşler. Suya olan hayati bağımlılıklarından dolayı nehir kenarlarına yerleşme eğilimi göstermişlerdir. Bu bağlamda Kızılırmak çevresi İç Anadolu bölgesinde yerleşim yeri olarak hep rağbet görmüştür. Avanos Kapadokya'nın en eski yerleşim merkezlerinden birisidir.
Avanos'un bilinen tarihi, ilk Bronz Çağı'ndan itibaren başlar. Bu bilgiler Topaklı Höyük kazılarında ortaya çıkarılmıştır. İtalyan Arkeologların 1967 yılında başlattığı kazılarda bölgenin ilk Bronz Çağı'ndan Bizans Dönemine kadar yerleşim yeri olarak kullanıldığını gösteren 24 kat ortaya çıkartılmıştır. J.C Gadrin ve P. Garelli isimli arkeologlar 19. yy başları Asur Ticaret Yollarını inceleme çalışmalarında Avanos'un bu ticaret yolu üzerinde olduğunu tespit etmişlerdir. Kazılarda ortaya çıkan kil tabletlerden ilçenin o dönemindeki adının Venessa ve Waşhania olduğu saptanmıştır.
N. Thierry çalışmalarına göre, Venessa Selçuklular döneminde Evranos olarak isimlendirilmiş, zamanla da Avanos'a dönüşmüştür. Osmanlı belgelerinde; Avanos " Enes", " Üvenez", " Evenez" olarak geçmektedir.6
Avanos'un çevresinde yer alan birçok tarihi kalıntı, buranın çok büyük bir dini merkez olduğunu göstermektedir. Anadolu Selçukluları zamanında da önemini korumuş ve İstanbul - Bağdat yolu üzerinde önemli bir yerleşim merkezi olarak kalmıştır.
Bölgede Hitit ve Frig hakimiyeti sürmüş, bunlardan sonra Kımmerlerin istilasına uğramıştır. MÖ. 700 yılı sonrasında da Lidya, Med, Pers İmparatorlukları egemenliği altına girmiştir.
Elde edilmiş ilk tarihi bilgilere göre, ' Venessa ' MÖ. 332 yılında Büyük İskender'in teğmeni Eumenes tarafından kurulmuştur.
MS. 17'lerde Kapadokya, Romalıların Asya'da ki vilayeti olarak kullanılmış ve Bizans Dönemi'nden itibaren de bölgeye ilk oyma freskli kiliseler inşa edilmeye başlanmıştır.
1202 yılında Selçuklu Hükümdarı Alaaddin Keykubat, İpek Yolu üzerinde ki güvenliği sağlamak ve ticaret kaynaklarını canlandırmak amacıyla çeşitli boylardan Türkmenleri ilçede iskan ederek yöreyi Türkleştirmiştir. Selçuklular tarafından yapılan Alaaddin Cami, çeşme, medrese, Alaaddin Mahallesi, Çavuşoğlu Sokağı o dönemden günümüze kalmıştır.
Beylikler Dönemi'nde Avanos ilk olarak Eretna Beyliği, daha sonra Karaman Beyliği Hükümranlığına geçmiş, 1391 tarihinde Yıldırım Beyazid tarafından Osmanlı topraklarına katılmıştır.7 1838'de Nevşehir'e, 1853'de de Ürgüp'e bağlı bir köy olan Avanos, 1867 yılında ilçe olmuştur.8
II. Abdülhamit zamanında sarayda Abdülhamit'in Başyaverliğini yapan Avanos'lu Kurena Arif Bey, 1900 yılında Taş Köprü'nün yapılmasına yardımcı olmuş, sayesinde Avanos gelişmesini sürdürmüştür.9 Cumhuriyetten sonra Kırşehir'e bağlanmış, 1954 yılına kadar bu ile bağlı ilçe olarak kalmıştır. 1954 yılında Nevşehir'in il olmasıyla Nevşehir'e bağlanmıştır.
Avanos büyüyüp gelişerek bugünkü halini almıştır. İlçede halıcılık, çanak çömlekçilik, bağcılık, şarapçılık, mermer ocakları ve mermer imalatı ile tuğla ve kiremit üreten toprak sanayi mevcuttur. Son yıllarda turizm ilçenin en önemli geçim kaynağı haline gelmiştir.

28 Ekim 2011 Cuma

Avanos'un Coğrafi Konumu

Avanos Nevşehir iline bağlı ilçe olup, İç Anadolu bölgesinde yer almaktadır. İlçe, Nevşehir il merkezine 20 km. mesafededir. Başta ilçe merkezi, diğer 8 kasaba ile 9 belediye ve 11 köy olmak üzere toplam 20 yerleşim ünitesi mevcuttur. Ayrıca ilçe merkezinde 8 mahalle bulunmaktadır. Avanos'a bağlı belediyeler; Özkonak, Kalaba, Akarca, Topaklı, Sarılar, Çalış ve Mahmat'tır. Avanos'un köyleri; Aktepe, Çavuşin, Altıpınar, Büyük Ayhan, Küçük Ayhan, İğdeli Kışla, Karacauşağı, Kuyulukışla, Paşalı ve Üçkuyu'dur. Avanos merkez mahalleleri ise; Alaattin Mahallesi, Orta Mahalle, Bayır Mahallesi, Cami Kebir Mahallesi, Yukarı Mahalle, Bahçelievler Mahallesi, Yeni Mahalle ve Cumhuriyet Mahallesi'dir.
Avanos 1.045 km2'lik yüzölçümüyle, Nevşehir'in %19,1'ini kaplayan en geniş ilçesidir. İlin doğu kesiminde yer alan ilçe topraklarının büyük bölümü platolarla kaplıdır. Kızılırmak Vadisi'nde yer alan küçük adalar görülür.1
Avanos'ta dağlar, tepeler, vadiler ve düzlükler yan yana yer alır. İsmail Sivrisi 1756 m. yüksekliğiyle ilçenin Kuzeybatısında yükselir. İğdiş ( Ziyaret ) Dağı 1564 m. yüksekliğinde olup ilçenin Kuzeyinde yer alır ve eteklerinde, taş değirmenleri döndüren, bağ ve meyve bahçelerinin sulanmasında kullanılan Köybağı Suyu denilen kaynak bulunmaktadır. Özkonak-Kalaba arasında düz alanlar uzanır ve genellikle ekin tarlaları ile kaplıdır. Vadilerde kuru dere yatakları bulunur ve ancak sağanak yağmurların ardından ya da karların erimesinden sonra buralardan su akar.2
Kızılırmak Vadisi'ne Kuzey ve Güneyden birçok vadi açılır. Bunların çoğu yılın büyük bir zamanı kurudur, ancak, içlerinden sadece Damsa Çayı Vadisi yıl boyunca yatağında su bulundurur.


Kızılırmak Avanos'un ortasından geçer, yılın büyük bir bölümünde çamurlu akar ve suyun rengi de kızıldır. Kızılırmak suyu bölgede bağ ve bahçe sulamasında kullanılır.
Kızılırmak'ın Güneyinde Zelve Ovası düzlüğü yer almaktadır. Bu ovanın Güneyinde Aktepe yükseltisi bulunmaktadır. İlçenin Güney sınırını Zelve Ören yeri çevrelemektedir. Batı'da Karadağ ile Balkayası yükseltisi Kızılırmak tarafından Doğu - Batı doğrultusunda ikiye bölünmüş ve Gülşehir sınırına kadar devam edip Kızılöz Düzlüğü denilen yerde son bulmuştur. İlçenin Güneydoğusunda yer alan Karaseki Platosu ilçe yerleşim yerinin yakınında bir yükseklik oluşturmaktadır.
İlçenin denizden ortalama yüksekliği 920 m. dir. Çevresine göre daha çukurda olup ısısı 3 - 4 derece farklıdır. Yazları sıcak ve kurak, kışları sert, soğuk ve kar yağışlı geçer. Üzerlik, Sığırkuyruğu, Papatya, Çiğdem, Navruz ve Devedikeni bölge ikliminde yetişen doğal boyarmadde bitkilerindendir.3
İlçeye çeşitli yönlerden karayolu ile ulaşmak mümkündür. İlçe merkezine 30 km. uzaklıkta Kalaba ve Topaklı Kasabaları içerisinden geçen Kayseri - Ankara karayolu; ilçenin içerisinden geçen Kayseri - Nevşehir karayolu mevcuttur. Avanos ilçe merkezine 20 km. uzaklıkta DHMİ 'ne ( Devlet Hava Meydanları İşletmesi ) ait Tuzköy Havalimanı vardır.
2000 yılı nüfus sayımı kesin sonuçlarına göre, ilçedeki nüfus dağılımı, ilçe merkezinde 11.921, kasabalarda 25.791, köylerde 5425 olmak üzere toplam 43.131'

26 Ekim 2011 Çarşamba

İpek Halı


Asur Ticaret Yolu ve İpek Yolu üzerinde bulunan Avanos, yerleşim yeri olarak önemini hep korumuştur. Birçok insan burada yaşamış veya gelip geçerken, sosyal, kültürel vb. pek çok alanda kendinden izler bırakmıştır. Ticaret ilçenin önemli geçim kaynağı olmuştur. Değişen zamanla birlikte ilçede önemli olan ticaret yerini turizme bırakmıştır. Bu değişime bazı ticaret veya günlük kullanım eşyaları ayak uydururken, bazılarının kullanım amaçları değişmiştir. Bunlardan birisi de halıdır. Halı ilk önceleri evde kullanım ve çeyiz için dokunurken, sonraki dönemde bunlara ek olarak ticari boyutta kazanmıştır. Bütün bunlara ek olarak, bölgede Turizmin gelişmesiyle halı turistik eşya niteliği de kazanmıştır. Son on yılda halıya verilen önem giderek azalmıştır. Buna neden olan pek çok etken olmasına karşılık en önemlisi bölgenin diğer geçim kaynağı olan çanakçılıktır. Halıcılıkta olduğu gibi çanakçılıkta da önceleri evlerde kullanım amacıyla üretim yapılmış, ticari özellik kazanmış ve turizmle birlikte turistik eşya niteliğine bürünmüştür. Bir de Kütahya çiniciliğinin bölgeye getirilmesiyle büyük çini ve çanak atölyeleri kurulmuş, buralarda hem üretim hem de satış yapılmış ve hala da yapılmaktadır.
Çanak atölyeleri gibi, dokuma ve satış yapan halı mağazaları açılmış olsa bile, halıcılık çanakçılığın gölgesinde kalmıştır. İlçede dokuma yapan üç tane halı mağazası bulunmaktadır. Bu mağaza bünyesindeki atölyelerde Avanos halısı değil daha çok turistlerin rağbet ettiği Hereke, Kayseri, Milas vb. halılar dokutturulmaktadır.
İlçede bulunan halı mağazaları yetkilileri ile görüşmeler sonucunda, Avanos halısı üretiminin yirmi yıldır yapılmadığı öğrenilmiştir. Bu nedenle, yok olmaya yüz tutmuş Avanos halılarını ulaşılabilen kaynak kişiler aracılığı ile bulmak, bunların geçmişten günümüze nasıl bir değişim gösterdiğini tespit etmek, teknik ve sanatsal özelliklerini incelemek ve bunları bir katalog halinde bir araya getirmek amacıyla tez konusu; " Günümüzde Avanos'ta ( Nevşehir ) El Halısı Üretimi ve Avanos Halılarının Özellikleri" olarak seçilmiştir. Bu konunun seçilmesinde, Nevşehir / Ürgüplü olmak, bölgenin genel yapısı ve kültürünü tanımak, ikamet yeri olarak araştırma yapılacak yere yakın olmak, bazı kaynak kişileri şahsen tanımak etkili olmuştur.

Ön araştırma sonucunda tez başlığına uygun geçici bir plan hazırlanmıştır. Bu plan doğrultusunda 02 Kasım 2005 tarihinde bölgeye gidilmiştir. Araştırma sırasında her eve girilememesi ve bazı mağaza yetkililerinin koleksiyonlarının tamamını açmama isteği ile tezin kapsamına bir sınırlama getirilmiştir.
Araştırmaya ilk olarak Avanos merkezde bulunan halı mağazalarından başlanmıştır. Sırasıyla Kirkit Halı, Tokmak Halı, Yörük Halı ve Cehri Halı Mağazaları gezilerek Avanos halıları tespit edilmiştir. Mağaza sahipleri ile birebir görüşülerek kendileri, mağazaları ve Avanos halıları hakkında bilgiler alınmıştır. Ayrıca elinde Avanos halısı bulunan diğer kişilere nasıl ulaşılabileceği hakkında bilgiler alınmıştır. Daha sonra araştırma kapsamındaki halıların boyutları, kaliteleri düğüm türleri, kullanılan malzemeleri, renk ve desen özellikleri üzerine birebir inceleme yapılarak fotoğraf çekimleri yapılmıştır. Bu sırada edinilen kaynaklar da tezin gelişmesine yardımcı olmuştur.
Mağaza yetkililerinin verdiği bilgiler doğrultusunda Bozca Köyünde üç, Sarıhıdır Köyünde bir, Özkonak kasabasında bir, Göynük Kasabasında bir, Aktepe Köyünde iki, Çavuşin Köyünde bir ve Ürgüp'te dört olmak üzere toplam onüç aile ile görüşülmüştür. Bu görüşmelerde hem kendileri hakkında, hem de halıyı dokuyan kişiler hakkında bilgiler alınmıştır. Aralarından Kezban SAYIN ve Arife SEĞMEN'in önceden ticari dokuma yaptığı öğrenilmiş, bu konu hakkında bilgiler alınmıştır. Dokuma yapan kişilerin verdiği bilgiler doğrusunda yünü dokumaya hazırlama, doğal boyar madde temini, bunlarla yün boyama hakkında bilgiler alınmıştır. Ayrıca, anlatılanlar doğrultusunda, halı dokuma ile ilgili çeşitli adetler olduğu tespit edilmiştir. Daha sonra araştırma kapsamındaki halıların boyutları, kaliteleri düğüm türleri, kullanılan malzemeleri, renk ve desen özellikleri üzerine birebir inceleme yapılarak fotoğraf çekimleri yapılmıştır.
Avanos'ta yapılan araştırma sırasında bir takım güçlüklerle karşılaşılmıştır. Gidilen mağazalardaki bütün koleksiyonun açılmaması, uzun vakit ayırmak istememeleri, köylerdeki insanların evlerini yabancılara açmaktan korkmaları, serili olan halıların üzerinde eşyaların olması gibi nedenler örnek olarak verilebilir.
Avanos'un tarihi, coğrafi konumu ve Avanos halıcılığı hakkında, Avanos Belediyesine, Nevşehir Kütüphanesine ve Ürgüp Kütüphanesine gidilere kaynak araştırması yapılmıştır. Kaynak araştırmasında ayrıca, Tokmak Halı sahibi Ömer

TOKMAK kitaplığından ve Ürgüp Aksa Halıcılık sahibi Muammer SAK kitaplığından yararlanılmıştır. Tarihi gelişimi ve diğer konularda Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Kütüphanesi, Doç. Elvan ANMAÇ kitaplığı, Dokuz Eylül Üniversitesi Eğitim Fakültesi Kütüphanesi ve Denizli Berke Halı Kitaplığından yararlanılmıştır.
Alan araştırması ve kaynak araştırması bölümü bittikten sonra eldeki fotoğraflardan iki halı seçilerek birebir halı kağıdına aktarılmıştır.
Bütün bu bilgiler doğrultusunda tez iki bölüme ayrılmıştır. Birinci bölümde; "Avanos ve Halıcılığı, Araştırma Yapılan Aileler, Halı Satış Mağazaları, Hitaş Tokmak Halı Aş. Hakkında Bilgi" ana başlıkları altında konular toplanmıştır. Coğrafi Konumu ve Tarihçesinde; Avanos'un coğrafi konumu, yerleşik hayatın başlamasından günümüze gelişim süreci hakkında bilgiler verilmiştir. Avanos Halıcığının Gelişiminde; Avanos'ta bilinen ilk halıcığın başlamasından günümüze ulaşılan kaynaklar doğrultusunda bilgiler verilmiştir. Araştırma Yapılan Aileler Hakkında Bilgi bölümünde; ulaşılabilen ve ellerinde Avanos halısı bulunan onüç aile hakkında bilgiler verilmiştir. Bu kişilerden yün ve doğal boyar madde temini ve bunların dokumaya hazırlanması, dokuma yapılması ve varsa ticaretinin nasıl yapıldığı hakkında bilgiler alınarak aynen aktarılmıştır. Avanos'taki Halı Satış Mağazaları bölümünde; ellerinde Avanos halısı bulunan ve incelenmesine izin verilen halılar hakkında, mağaza sahipleri ve mağazaları hakkında tanıtıcı bilgiler verilmiştir. Toplam dört mağazaya gidilmiş, bunlardan sadece Tokmak Halı'da üretim yapılmasından dolayı Avanos Hitaş Tokmak Halı Aş. başlığı altında ayrıca verilmiştir. Bu bölümde Tokmak halının hammadde temini ve hazırlığı, halı üretimi aşamaları ve üretilen halıların pazarlanması gibi konular hakkında detaylı bilgiler verilmiştir. Ayrıca mağaza sahibi Ömer TOKMAK yün boyarken, kızı kırkım yaparken fotoğraflanarak bu bölüme eklenmiştir.
Tezin ikinci bölümü "Avanos Halılarının İncelenmesi" ana başlığı altında sadece katalog çalışmasına ayrılmıştır. Birinci bölüme uygun olarak "Ailelerin Ellerinde Bulunan, Halı Satış Mağazalarında Bulunan ve Hitaş Tokmak Aş.'de Bulunan Örnekler" başlıkları altında sırasıyla verilmiştir. Halı fotoğrafları tek tek verilerek bunların boyutları, kaliteleri, düğüm türleri, kullanılan malzemeleri, renk ve desen özellikleri hakkında tanıtıcı bilgiler verilmiştir. Son olarak "Avanos Halısı Tasarımları" başlığı altında halı kağıdına yapılmış olan iki adet halının bir kopyası da bilgisayar ortamında çizilmiş ve çizim hakkında bilgiler verilmiştir.

8 Ekim 2011 Cumartesi

BÜNYAN HALICILIĞIN KORUNMASI VE GELİŞTİRİLMESİ


Halıların kalitesi eski standartlarına yükseltilmelidir. Halıları güzel ve değerli kılan en önemli özellik kaliteli malzeme kullanıp kaliteli halı imal etmektir. Bünyan'da bugün dokunan halıların kalitesinde, eskiye oranla büyük bir farklılık görülmektedir. Bünyan halıcılığının gelişmeye başladığı ilk yıllarda halıların çözgü, atkı ve ilmelik ipleri yünden oluşmaktayken şu anda sadece ilmelik ip olarak yün kullanılmakta bu durum da halıların kalitesini düşürmektedir. Pamuğun ömrü yüne göre oldukça azdır; halıların dayanıklılığını sağlamak amacıyla pamuk yerine tekrar yün kullanımına başlanmalıdır.

Bugün kalitenin daha da artırılması gerekmektedir. Teknolojideki gelişmelere paralel olarak 1 cm2 ye daha çok düğüm atılacak şekilde ipin üretilmesi mümkün görülmektedir. Çünkü eskiden dokunan halılarda kullanılan ipler, kirmen denilen el aletleriyle eğrilir ve daha kalın olduğu için düğüm sayısı artırılmazdı. Bugün makinelerde bu iş daha ince ve sağlam bir şekilde elde edilmekte, dolayısıyla halıda kalite artışı sağlanabilmektedir (Karahan 1986:23).

Halılarda kökboyanın kullanılması halılarda kalitenin yükselmesine yol açar; çünkü kök boyalar halıların çabuk yıpranmamasına olanak sağlar ve renkler daha canlı olacağı için halının güzelliğini ortaya çıkarır. Bu nedenle Bünyan'ın coğrafi şartları da uygun olduğu ve yörede daha önce kök boya elde edilen bitkilerin yetiştirilebileceği bilindiği için yörede kök boya bitkilerin yetiştirilmesi ve kök boya kullanımı teşvik edilmelidir.

Bazı ülkeler halıcılıkta anilin boyalarının kullanılmasını yasaklamışlardır. Bunu uygulayan ülkelerin başında İran gelmektedir. Kalite kontrol esnasında bu tür boyaların halıda kullanıldığı görülürse, halının satışı yasaklanıp, uygunluk belgesi verilmemektedir (Karahan 1986:23). Buna benzer kontrollerin Türkiye'de ve Bünyan yöresinde de yapılması sağlanmalıdır.

Halılarda kullanılan boyalarda bazı noktalara dikkat edilmelidir. Öncelikle doğal boyalar elde edilen bitkiler ve yardımcı maddeler tespit edilmelidir (Öztürk 1982:49).

Doğal boyalarda kullanılan bitkiler yazıya geçirilmediği için unutulmaya yüz tutmuştur. Bunların unutulmaması için bu kök boyalar ve boya elde etme süreci ayrıntılı bir şekilde yazıya geçirilmelidir.

Kullanılan bitki ve diğer maddelerin boyalarının sabitlik dereceleri ölçülmeli; boya bitkilerinin yetişme alanlarının bulunması, kendiliğinden yetişenlerin üretime sokulması, kültür bitkileri alanlarının ziraatının geliştirilmesi olanaklarının araştırılması ve bu araştırmaların hayata geçirilmesi gerekmektedir (Öztürk 1982:49).

Halıların kalitesini artırdıktan sonra yapılması gereken halıların yurt içinde ve yurt dışında tanıtımını sağlamaktır. Bunun için de dernekler kurulmalı ve bu dernekler halıların reklamını yaparak halıların tanıtım işini yüklenmelidir.

Dernekler birbirleriyle bağlantılı olmalı; çeşitli şehirlerde ve yurt dışında fuar, sergi, festival gibi toplumun ilgisini çekecek tanıtım faaliyetlerinde bulunulmalıdır. Yurt içinde yapılacak olan faaliyetlerin özellikle de yurt dışından gelen turistlerin yoğun olarak gittikleri belli başlı turistik yerlerde yapılması sağlanmalıdır.

Belediyenin gayretleri ile haftanın belirli günlerinde halı pazarı kurulmalı; bunun için belediye tarafından pazar yeri bulunmalı ve pazarın tanıtımı yapılmalıdır.

Bünyanlı halı tüccarları ve halı alım satımı ile uğraşan büyük esnaf birlik beraberlik içerisinde olmalı, fiyatta rekabet yapılmayıp kaliteli halı imalatında rekabet yapılması gerekmektedir.


İlçedeki halı tüccarlarının Kayseri'deki halıcı esnafı devre dışı bırakarak büyük

pazarlara girmesi sağlanmalı; yani Bünyan halılarının Kayseri esnafında toplanarak Ankara, İstanbul ve yurt dışındaki imalatçılara satılması önlenip bu ticari bağlantının direkt Bünyan'dan yapılması sağlanmalıdır. Bünyan halıcılığında geleneksel yapı devam ettirilmelidir. Tüccarların talebe göre desinatörlere çizdirdiği desenler yerine dokuyucuların kendi zihinlerinde oluşturdukları motiflere göre halıyı dokumaları sağlanmalıdır; fakat yeni dokuyucular motiflere yüklenen anlamlar hakkında bilgi sahibi olmadığı için öncelikle dokuyucuların halıcılığı meslekten ziyade bir sanat, kültürün bir parçası olarak görmeleri sağlanmalı, dokuyucular bilinçlendirilmelidir.

Bünyan halılarında kullanılan desenlerin bugüne kadar arşiv çalışması yapılmamıştır. Bu sebeple birçoğu unutulmaya yüz tutmuştur. İleride Bünyan halısını belirleyen, Bünyan halısına özgü nitelikleri unutmamak ve devam ettirmek amacıyla desenler arşivlenmelidir. Halıların orijinal desenleri ve tarihi kıymetleri yok olmadan önce fotoğrafla tespit edilmeli ve bunlar albümlenip gelecek nesillerle bırakılmalıdır (Koton 1949:8).

Türkiye'de özelliği açısından diğer sanayi dallarından farklılık arz eden Türk el halıcılığı başsız durumdadır. Sorunlarına eğilecek dertlerini dinleyecek çözüm getirebilecek kapasitede ve etkinlikte bir yönlendirici kuruluşa ihtiyaç vardır (Derin 1984:17).

Türk Standartlarından veya Ticaret Bakanlığından tescil alınarak Bünyan halılarının tescilinin sağlanması gerekmektedir.

Bünyan halıcılığının üretim merkezleri evlerde kurulan tezgâhlardır. Hükümet tarafından; bacasız ihracat aracı olan, köylümüzün işsizliğini ortadan kaldıran, köylünün koyunlarından üretilen yünün tüketiciye ticari bir ürün olarak ulaşmasını sağlayan halıcılık sektörüne yönelik gereken yasal düzenlemeler yapılarak üretici birliklerinin kurulması sağlanmalıdır. Bu birlikler aracılığıyla dokunan halıların dünya pazarına ihraç edilmesi kolaylaşmalıdır. Bu çerçevede imalatçı ve dokuyucularımıza devlet desteği sağlanmalıdır. Bunların yanında

halı ihracatçısına kolaylıklar tanınarak, halı ticareti ve ikinci el, el halıları ihracatı teşvik edilmelidir.

Üniversiteler tarafından halıcılığın bir meslek dalı olduğu kabul edilerek üst düzeyde araştırma ve geliştirme çalışmaları yapılmalıdır. Halı imalatçılarına, metrekare bazında halı miktarı ve işçi sayısına göre vergi muafiyetleri tanınmalıdır. Halı ve kilimin bir kültür ürünü olduğu göz önünde bulundurulmalıdır.

6 Ekim 2011 Perşembe

BUNYAN HALICILIĞININ PROBLEMLERİ


Bünyan'da da halıcılık Türklerin geçmişten getirdikleri en önemli el sanatlarından biri olarak değerlendirilmemekte ve dokumacılığın geleneksel yönü ön planda tutulmamaktadır. Geçmişte genç kızların çeyizlerinde götürmek, evlerinde kullanmak veya yakın çevrelerine yardımcı olmak amacıyla dokudukları halılar günümüzde daha çok tüccarlar için dokunmaktadır. Genç kızlar zihinlerinde oluşturarak halıya desen koyar; duygularını, beğenilerini, düşüncelerini motifler aracılığıyla dillendirirken günümüzde desenlerin bile tüccarlar tarafından belirlenmesi halıların yüklendiği anlamların kaybolmasına yol açmıştır.

Bünyan halıları olması gereken yere ulaşamamıştır. Bunun en önemli nedeni hem halı dokuyucuları hem de halıyı dokutan tüccarlardır. Dokuyucular "geçim derdi" nedeniyle halılara geleneği yansıtan ve devam ettiren bir araç olarak bakmamakta; kullanılan hammaddelerden, renklere ve motiflere kadar halıların hiçbir özelliğine dikkat etmemektedir. Bu sebeple halı dokuyucularının bilinçlendirilmesi gerekmektedir.

Halılarımız son yüzyıldaki bilinçsiz "ticari" müdahaleler sayesinde bugün, irdelenmesi gerekli bir konuma girmiş bulunmaktadır. 20. yüzyıla gelinceye kadar gerek yurt içinde gerekse yurt dışında geniş bir ticari sahaya ulaşmış bulunan halılarımız geleneksel özellikleri dediğimiz yüzyılların tecrübe ve birikimi ile oluşan malzeme, boya ve desen çerçevesi içinde kendi yöresinin ya da toplumun "kişiliği" özelliklerine sahip çıktığı için bu konumunu hak etmiştir.

Ancak Türk el halıcılığının günümüzdeki ticari imalat seyrinde bu kişilik kaygıları unutulduğu için büyük bir kargaşa yaşanmaktadır. Ticari imalatlarımızın bu gelişigüzel ve çarpık atmosferi, bünyesindeki güzel birtakım çabaları da kendi çalkantısı içine katarak, yönü şimdilik tahmin edilemeyecek bir yöne doğru sürüklemektedir. Anadolu'da kendine has özelliklerde dokunan halılarımıza ait geleneksel merkezlerimizin yapısal değişime zorlandığı ticari ortam, kaygı

vericidir (Kayıpmaz 1994:259-260).

Günümüzde desen ve motifler geliştirilmemektedir. Taklide dayalı desenler ile halı dokuyucularının düşüncelerinde kalan folklor ve sanat halıya yansımamaktadır. Yurt dışından talep edilen halılar halı dokuyucularının çok basit çizgilerden ustaca oluşturdukları ve halıya yansıttıkları desenlerdeki halılardır. Fakat bugün, halı imalatçılarının çizdikleri veya çizdirdikleri desenler genellikle yurt dışından halı talep eden insanların zevk ve tercihleri doğrultusunda oluşturulmaktadır. Tüccarlar tarafından desinatörlere çizdirilen modeller, halı dokuyan işçilere hazır olarak verilmektedir. Desinatörler çeşitli motiflerden faydalanarak çok güzel desenler oluştursalar bile halı dokuyan işçinin zihninde oluşturarak halıya koyduğu desen kadar beğeni kazanmamaktadır. Böylece taklide dayalı desenler ile dokunan halılar dokuyucunun folklor ve sanat yapısını yansıtmamaktadır. Yurt dışındaki diğer ülke insanlarının da istedikleri desenler, halı dokuyan kızlarımızın, çok basite çizgilerden ustaca oluşturdukları ve halıya yansıttıkları desenlerdir (Karahan 1986:25)

Bünyan'a çok yakın bir yerleşim yeri olmasına rağmen Yahyalı halıları gerek yurt içinde gerekse yurt dışında daha fazla rağbet görmektedir. Çünkü Yahyalı halıları gerek desenlerinde gerekse kullanılan malzemelerde geleneksel çizgisinden ayrılmamıştır. Günümüze gelinceye değin kök boya kullanmaya devam eden yöre insanı halılarda kalitenin devamlılığını sağlamıştır. Fakat maddi kazancın ön plana alınması ve hazır iplerle kolaya kaçma Bünyan'da halıcılığın gerilemesine yol açmıştır. Doğadan elde edilen kök boyalarla boyanan halıların kimyasal yollarla boyanan halılara oranla oldukça kaliteli olması şüphe götürmez.

Bünyan halıcılığının ve halı esnafının problemleri bugün oldukça çoktur. Evlerin büyük bir çoğunluğundan kirkit seslerinin yükseldiği Bünyan'da halı malzemelerinin maliyetindeki yükseliş, halı ipinde gerekli standartların bulunmaması, kalite kontrolünün yapılmaması ve el dokuması halı piyasasındaki durgunluk başlıca sıkıntılar arasındadır.

Dışa bağımlılık bu sektörü etkilemiştir. Atkı, çözgü ve dokuma olarak kullanılan malzemelerin ilçede imal edilmeyip Uşak, İsparta, Kütahya ve Bursa gibi illerden temin edilmesi yörenin dışa bağımlı hale gelmesine yol açmıştır. Bu da ister istemez maliyeti etkilemekte, maliyetin yükselmesi de tüccarların dokuyuculara düşük kalitede malzeme vermesine yol açmaktadır. Atkı, çözgü ve ilmelik

iplerde düşük kalitede malzemenin kullanılması Bünyan halılarının kalitesini düşürmektedir; oysa dokuyucular halılarını güzel dokumaktadır. Dokuyucuların halıların kalitesini düşürücü hiçbir kusur işlememekte, düğümleri sık atmakta, desen hatası yapmamakta vs. ve üzerlerine düşen görevi fazlasıyla yerine getirmektedir. Bu durumda tüccarların daha dikkatli olması, dokuyucuya düşük kaliteli malzeme vermemesi gerekir ki kalite daha da yükselsin.

Şehirlerde iş imkânının daha çok olması ve çalışanlara sosyal güvencenin verilmesi insanları küçük yerleşim merkezlerinden büyük şehirlere sürüklemektedir. Halı dokumada kullanılan kirkitin çıkardığı ses, şehir ve apartman yaşamına uygun olmadığından eskiden olduğu gibi evlerde kullanımı artık mümkün değildir. Bünyan'da halı dokumak "ev ekonomisi" sistemine dayandığı için dokuyucuların hiçbir sosyal güvencesi yoktur. Bu durum dokuyucuları olumsuz etkilemekte ve dokuyucuların sayıları günden güne azalmaktadır. Bunun önemli bir sebebi de geçmişte kızların okumasına pek sıcak bakılmazken hem Türkiye'deki gelişmeler hem de ailelerin değişen zihniyetleri ile Bünyanlı kızlar okula gitmekte ve halı dokumak istememektedir. Bu da gelecekte Bünyan'da halı dokumacılığının ne boyutlara gideceğine dair merak uyandırmaktadır. Bir geleneğin nesilden nesile aktarılabilmesi için o neslin halı dokumayı bilmesi gerekir ki zamanla Bünyan'da böyle bir neslin kalıp kalmayacağı düşündürücüdür.

El dokuması halıları olumsuz etkileyen en önemli etkenlerden birisi de makine halılarıdır. 1970'li yıllardan sonra Türkiye genelinde ve Bünyan'da el dokuma halı imalat ve ticaretinde hızlı bir azalma yaşanmıştır. Bu azalmanın ana nedeni el dokuması halıların ebatlarına ve kalitelerine göre kısa zamanda imal edilmemeleri ve fiyatlarının daha yüksek olmasıdır; aynı zamanda tüketici de tercihini makine halısı yönünde kullanmaktadır.

Tercihin makine halısı yönünde kullanılmasının bir nedeni de fabrika halılarının güçlü reklam kampanyaları karşısında el dokuması halıcılığın hiçbir tanıtım yapmamasıdır. Fabrika halılarını reklamlarına karşılık el halıcılığı da ürünlerini

halı çiftlikleri aracılığı ile tanıtmaktadır. Türkiye'nin birçok ilinde bu çiftliklerden bulunmasına rağmen, Bünyan böyle bir çiftlikten yoksundur. Bünyan'da da bir an evvel halı çiftlikleri kurulmalı ve evlerde küçük üreticiler tarafından üretilen halılar bu çiftliklerde sergilenmelidir.

4 Ekim 2011 Salı

BUNYAN HALILARININ PAZARLANMASI


Türkiye'de son yıllarda el sanatlarına önem verilmeye başlanmıştır. Fakat geleneksel ürünlerin özellikle son dönemde önem kazanması, ülkedeki gelişmenin doğal sonucundan dolayı değil, batı özentisinden ve oradan gelen talepten kaynaklanmaktadır (Kahveci 1998:387).

Türk el halılarının turizm açısından önemi göz ardı edilemeyecek kadar çoktur. Çağdaş toplumların monoton bir endüstriyel toplum yapısından sıkılarak sanata tarihe ve etnografyaya yönelmeleri ülkemizi de etkilemiştir. Özellikle dumansız sanayi olarak nitelenen turizmin ülke ekonomilerine etkilerini artırmak için yapılan hamleler de el sanatlarının hediyelik eşya olarak gündeme gelmesine neden olmuştur (Altuntaş 1998:1-4). Bu bağlamda halı, geleneksel el sanatları içerisinde ön plana çıkmıştır.

Halıcılık, zaman, bilgi, kültür, deneyim ve sermaye gerektiren bir iş kolu olmakla birlikte, gizli işsizliği önlemesiyle de sosyal ve kültürel hayatımız, aile yapımız yönünden de büyük önem taşımaktadır. Halıcılığın geri kalmış bölgelerin kalkınmasında büyük bir önemi bulunmaktadır. Türkiye açısından gerek ekonomik gerek tanıtım açısından bu kadar büyük öneme sahip olan el halıcılığının karşılaştığı en önemli sorun pazarlama sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır. Son zamanlarda gelişmekte olan ülkelerdeki teknoloji, üretim ve pazarlama tekniklerindeki hızlı değişim "halıcılık sektörünü" de etkilemiştir.

Araştırma yöremizde halıyı tüccarlar dokutmakta ve pazarlama işini de iç ve dış ticarete yönelik olarak onlar üstlenmektedir. Bu tüccarlar pazarlama konusunda yeterli eğitime ve donanıma sahip olmadıkları için büyük işletmeler kadar başarılı olamamaktadır.

İhracat Genel Müdürlüğü AR-GE ve Değerlendirme Dairesi 2006 yılı Ocak-Aralık dönemi ihracatının genel ve sektörel değerlendirilmesi raporuna göre; Türkiye'nin halı ihracatına baktığımızda,  halı sektörü, 2006 Ocak-Aralık

döneminde 745 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirmiştir. Geçen yılın eş döneminde gerçekleştirilen 570 milyon dolarlık rakam dikkate alındığında dolar bazında % 11,2 düzeyinde bir artış olmuştur. Halı ihracatının Türkiye'nin genel ihracatından aldığı pay % 0,9 olarak gerçekleşmiştir.
2005     yılında halı ihracatımızda % 21,7 pay alan Ortadoğu ülkeleri, 2006 yılında % 22 pay ile en çok halı ihracatı yaptığımız ülkeler grubunu olmuştur.

Makine halısı ihracatı 634,3 milyon dolar olup, geçen yılın eş dönemine kıyasla ihracat artışı oranı % 15,9 dur. Makine halısı ihracatında Ortadoğu ülkeleri toplam aldıkları % 24,8 oranındaki pay ile en büyük pazar olma özelliğini korumaktadır. Makine halısı ihracatında bütün ülke gruplarına yapılan ihracatta artış kaydedilmiştir. En yüksek artış oranı % 93,8 ile Afrika ülkeleri grubunda gerçekleşmiştir.

El halısı ihracatı 2006 yılının Ocak-Aralık dönemi itibarıyla 110,7 milyon dolar değerinde gerçekleşmiş olup, geçen yılın eş dönemine kıyasla ihracat % 9,9 oranında azalmıştır. El halısı ihracatında OECD ülkeleri toplamdan aldığı % 28,8'lik pay ile en büyük ve önemli pazardır. En çok el halısı ihracatı ABD'ye yapılmıştır. AB ülkelerinin toplam el halısı ihracatından aldığı pay ise % 14,9 olarak gerçekleşmiştir.


AB ülkelerine yapılan el halısı ihracatında yüksek oranlı düşüş söz konusudur.
2006     yılının Ocak-Aralık döneminde geçen yıla göre el halısı ihracatı % 35 oranında düşmüştür. Bu düşüş de en etkili ülkelerden birisi Almanya'dır. El halısı için geleneksel pazar olan Almanya'ya yapılan ihracat ciddi boyutlarda düşüş eğilimi göstermektedir. 2006 Ocak-Aralık döneminde, 2005 eş dönemine göre % 78,7 oranında azalmıştır.

2006 yılında en fazla makine halısı Suudi Arabistan'a, en fazla el halısı ABD'ye ihraç edilmiştir.

Verilen rakamlardan da anlaşılacağı gibi Türk halıcılık sektörü makine halısı bazında ihracat kapasitesini artırırken, el halıcılığı ise her geçen gün kan kaybetmeye devam etmektedir. 1990'dan sonra Türkiye genelinde ve Kayseri'de makine dokumacılığında hızlı bir yükselme yaşanırken, el dokuma halı imalat ve ticaretinde hızlı bir azalma yaşanmıştır. Bu azalmanın ana nedeni makine halılarının ucuz olması ve tüketicinin tercihini bu yönde kullanmasından kaynaklanmakla birlikte asıl sorun pazarlama sorunudur.

El halıcılığını ihracatındaki bu büyük düşüşün altında tekstil sektörü başta olmak üzere birçok alanda dünyayı tehdit eden kalitesiz Çin mallarının büyük etkisi vardır. Çinliler dünyada önemli bir değere sahip olan Türk el halılarının motiflerini taklit ederek, çok düşük fiyatlara bu halıları dünya pazarına sunmaktadır. Bünyan'da ipek halının m2 si 900 dolara mal edilirken, Bünyan halılarının benzerlerini ancak daha kalitesiz olanlarını Çinliler 600 dolara satmaktadırlar. Hatta ülkemizdeki birçok üretici firma ucuz işgücü nedeniyle Türk halılarını yurt dışında dokutturmaktadır. Böylelikle geleneksel Türk el halısı üretimi yurt dışına yönelmektedir.

Türkiye'deki halı üretiminde emek gideri aylık yaklaşık 100-110 $ civarındayken Hindistan, Çin, Nepal gibi ülkelerde işçilik ücreti aylık 20-25 $ civarındadır. Ucuz emek giderleriyle dokutulan halılar daha sonra Türkiye'ye getirilerek, Türk halısı adı altında yurtdışına gönderilmekte ve turistik yörelerde bu kalitesiz halılar kaliteli halılarmış gibi satılmaktadır. Bu kandırmaca sonucu Türk halıları hakkında yurtdışında yapılan olumsuz propaganda ve turistlerin kendi ülkelerinde halı satıcılarımız hakkında yaptıkları şikâyetler de halı pazarlarının kaybedilmesinde önemli bir unsur olmuştur (ATO, 2003).

Halı Bünyan'ın merkezinde ve köylerinde dokunmaktadır. Burada dokunan halılar bölgenin; Niğde, Bor, Kırşehir, İsparta, Burdur illerinde bulunan halı pazarı ya da İstanbul, Denizli, Antalya, Nevşehir, Muğla, Aydın, Afyon ve İzmir illerinin sınırları içinde inşa edilmiş olan halı çiftliklerine sahip olmaması nedeni ile pazarlama sorunuyla karşı karşıya kalmaktadır (Özdemir 1996:43-48).

Günümüzde toplumlar, çağı izleyen bir gelişim ve değişim içindedir. Bu gelişim, dolayısıyla beraberinde getirdiği değişim, toplumların kültürlerine de yansımaktadır. Bu anlamda kültürün toplumsal dinamiklerine bağlı bir değişim, olumlu izlenim olarak değerlendirilebilir. Ancak günümüz Türkiye'sinde bu gelişim ve değişimine, kültürel anlamda pek doğru oluştuğu söylenemez. El sanatı ürünlerinin üretimi ise geleneksel işlevleri dışında, turizmin talep ettiği yönde gelişmektedir. Bu anlamda üretimi yapılan el sanatı ürünlerin bir bölümü, geleneksel ürünlere yeni görünümler kazandırarak ya da işlev değiştirilerek yapılırken, bir bölümü de yeni tasarımlar olarak piyasaya sürülmektedir (Öztürk 2000:116).

Araştırma yöremizde de ihraç edilecek olan halılar yörelerin veya ülkelerin talebine göre dokutulmaktadır. Her yörenin hatta her ülkenin desen ve renk tercihleri farklıdır. Yörelerin ve ülkelerin halı beğenileri sosyo-kültürel yapılarına, zevklerine paralel olarak birbiriyle bağdaşmamaktadır.

Adana'da kırmızı rengin ağırlıklı olduğu göbekli, canlı halılar tercih edilirken İzmir'de daha uçuk renklere sahip ince çiçekli (emprime) halılar tercih edilmektedir.

Almanlar halıda sarı rengi sevmedikleri için Almanya'ya ihraç edilecek halılarda sarı renk kullanılmaz veya İngilizler evlerine ayakkabılarıyla girdikleri için çabuk kirlenebilecek renklerden ziyade koyu renkleri tercih ederler.

2 Ekim 2011 Pazar

BÜNYAN EL DOKUMA HALICILIĞININ GELİŞMESİ


Bünyan halıcılığının başlangıcından günümüze kadar uzanan üretim yapısında birtakım değişiklikler yaşanmıştır.

Başlangıçta Bünyan halıları genç kızlar tarafından tamamen geleneksel anlayış doğrultusunda dokunmuştur. Halı genç kızların gelin gidecekleri eve götürmek amacıyla dokudukları en önemli çeyiz parçasıyken zaman içinde bu anlayıştan biraz uzaklaşılmıştır. El dokuması halının yurt içinde ve yurt dışında talep görmesi ve iyi gelir getirmesi halıcılığı geleneksel boyutundan uzaklaştırarak kültür ekonomisinin en değerli görülen aracı haline getirmiştir. Böylelikle maddi kültür unsurlarımızın en önemli parçalarından biri olan halı ve halıcılık sanatı çöküntüye uğramıştır.

Zamanında halı dokumada gerekli tüm hammadde ve teknik malzemeler halk tarafından temin edilmiştir. Halk kendisine ait koyunların yünlerini kırpar, yıkar ve kirmenle eğirip ip haline getirirmiş. İp haline geldikten sonra da ipler bitkilerden elde edilen çeşitli kök boyalarla boyanır ve yıkanarak kurutulmaya bırakılırmış. İpler kuruduktan sonra da yakınlarının hazırladığı, eşten dosttan ödünç alınan veya kiralanan tezgâhlarda dokuma işlemine geçilirmiş. Genç kızlar her günün akşamında dokudukları sıraları makasla keser ve hav yüksekliğini ayarlarmış; günümüzde ise tüccarlar halı bittikten sonra halıyı çözgüsünden çıkarıp özel makineleriyle tıraş etmekte, hav yüksekliğini kendileri ayarlamaktadır.

Halının üzerinde gerçekleştirilen bu son işlemlerin yanında, kullanılan tezgâhlarda da değişim yaşanmıştır. Tezgâhların çeşitlerinde bir değişiklik görülmemiş, yörede hep germeli tezgâh kullanılmıştır; fakat geçmişte tezgâhların her yeri ahşapken günümüzde tezgâhın çeşitli yerlerinde demir düzeneklerden yaralanılmaktadır.

Genç kızlar, içinden geldikleri gelenek doğrultusunda desenleri ve renkleri kendileri belirlemekte ve içlerinden geçenleri halılara yansıtmaktayken 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren halıcılığın ticarete dökülmesi geleneksel olarak devam eden motiflerde bazı değişikliklere yol açmıştır. Kök boya iplerin yerine de daha çok sentetik boyalarla boyanmış ipler tercih edilmeye başlanmıştır. Bu tercihin altında yatan sebep şu olmuştur:

Bünyan'da nüfusun artmasıyla birlikte halı kapasitesi de artınca bu işin ticaretiyle uğraşan tüccarların dikkati Bünyan'a çekilir. 20. yüzyılın hemen başlarında Kayseri'den Bünyan'a gelip kendi hesaplarına halı dokutmaya başlayan tüccarlar, daha seri üretim yapabilmek için ipin elde eğrilip kök boya ile boyanması ile uğraşmaz ve 1907 yılında İngiltere'nin Manchester şehrinden yün ve pamuk ipliği getirirler. Burada dikkat çeken nokta, İngilizlerin bu iplikleri boyamak için Bünyan'da bol bol yetişen ve kök boyamacılığında kullanılan "cehri" isimli bitkiyi yine bu yöreden alıyor olmalarıdır. Halk arasında "mancester" diye ün yapan halılar hammaddesi bizden alınan; fakat İngilizlerden getirilen bu ipliklerle dokunan halılardır. Bu dönemde İngiltere'den ip almanın yanında Almanya'dan da suni boyalar getirilir.

İngiltere'den ip ihraç eden, Almanya'dan da boya getirten Kayserili tüccarlar Bünyan'da tezgâh sayılarını çoğaltıp pazar paylarını artırırlar. Buna bağlı olarak da dokuyucu sayısında artış yaşanır; fakat büyük şehirlerde iş olanağı bul anlar aileleriyle birlikte ilçeden göç edince dokuyucuların sayısında düşüş görülür. Günümüzde Bünyan'da kadınların özellikle de yeni neslin halı dokumak istemediği tespit edilmiştir. Geçmişte kız çocukları okula pek gönderilmez ve kız çocuklarının evde oturmaları beklenirken günümüzde kızlar halı dokumaktan ziyade okumak ve farklı mesleklere yönelmek istemektedir. Bu da ilerleyen yıllarda yörede halıcılık sanatının ne durumda olacağı konusunda endişe doğurmaktadır.

1926 yılında kurulan Bünyan halı ipliği fabrikası, Cumhuriyetin ilanından sonra kurulan altıncı fabrika, Bünyan piyasasına hammadde sağlamak amacıyla

kurulur. Fakat 1932 yılında iplik fabrikasının Sümerbank'a satılmasıyla fabrika battaniye ve yünlü dokuma üretimine yönelir. Bünyan'da halıcılığın gelişmesine katkı sağlaması beklenen ip fabrikasının Sümerbank'a devredilmesi yörede halıcılığı olumsuz etkilemiştir. İplik temininde de bu fabrikadan mahrum kalan Bünyanlılar; Uşak, Kütahya Bursa, İsparta ve Kayseri'den halı ipliği teminine yönelirler.

Bünyan halıcılığında yaşanan bu gelişmeler halıların kalitesini düşmesine sebep olmuş ve geçmişte Türkiye'de dokunan halılar içerisinde önemli bir yerde bulunan halılar günümüzde değer kaybetmesine yol açmıştır.